"Sen, giderken gülüm izlerini silmeyi unuttun.
Sen, giderken bitanem, bende biraktiklarini almayi unuttun.
Sen, giderken askim, sen hâlâ bendeydin.
Çalan bir müzik parçasinin sözlerinde unuttun kendini.
Bir agustos aksaminda unuttun beni ve seni.
Süzülen damlalarin sicakliginda,
Sensiz bir gecenin sabahindaki hiçkiriklarda unuttun seni.
Terasda içilen bir bardak çayda
ya da bir bardak birada unuttun.
Bir mangal atesinin sonrasinda, yanmis közlerde unuttun.
Beyoglu'nun o güzel sokaklarinda,
O issiz kalabalikda unuttun kendini.
Söylenen yalanlarda, 'iyi ki varsin'larda unuttun seni ve beni.
Geceleri baktigimiz o yildizlarda unuttun bizi.
Bir daha birlikde çikamayacagimiz Yeniköydeki
çay bahcesinde, Papatya'da unuttun bizi.
Adini bir türlü koyamadigin
gelecekdeki güzel günlerimizde unuttun.
Beraber yakilan sigaralarda unuttun bizi.
Sen giderken bitanem,
SENI BENDE UNUTTUN !!!."